• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/sukur.bilir
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905064988930
  • https://twitter.com/sukurbilir
  • https://www.instagram.com/sukurbilir
Şükür Bilir
sukur@sukurbilir.com
Düşündüğün ve Hissettiğin Kadar Sağlıklısın
01/05/2016

Hep deriz iyi düşünelim iyi olsun. Ve kendimizi sürekli olumlu cümle kalıplarıyla telkin etmeye çalışırız. Evet ne düşündüğün çok önemli ve olumlama çalışmaları yapmanda.. Peki ya hissettiklerin? Duyguların? Ya onlar düşündüklerini doğrulamıyorsa..
 
Duyguların ve ne hissettiğin düşüncelerinden daha önemli çünkü en iyi, güçlü rezonansı kalbinle yaparsın ve kalbin düşünceni doğrulamıyorsa orada inanç eksiktir bir sorun var demektir. Bu yüzden gerçek rehberimiz olan hislerimizi gözardı etmememiz lazım. Eğer duygularını olduğu haliyle yaşayıp, yansıtamamışsan ve sürekli bastırıp durmuşsan ve devam..devam edip durmuşsan. Bir gün bedenine hapsettiğin her duygu çıkmak zorunda kalacak.
 
Evren sürekli bir dönüşüm halinde sabit duran birşey yok ve devirdaim halinde. Sen o duyguları bastırdığında o köşesinde sessiz kalamayacak. Bu yüzden içinden ne geliyorsa onu yaşa bırak olsun ve sen sadece izle.. izle ve anla. Üzülmek, ağlamak, kızmak, bağırmak, gülmek, dans etmek, koşmak, coşmak ya da yas tutmak mı istiyorsun? Evet yap..yaşa. Bastımaya çalıştığın duygularını tamamen içinden boşaltıp özgürleşinceye kadar yap. Bırak duyguların akıp gitsin bedeninden. Sen sadece izle, fark et, izin ver, kabullen.
 
Üzüntünü, kırgınlığını, sevincini, coşkunu hangi duygu varsa içe gelen ve dışa çıkamayan yaşama bırak..
 
Baskı altına alıp reddedip içinde biriktirdiğin, tuttuğun müddetçe giderek katılaşır kabına sığmaz ve daha büyük zararlara neden olur. Bedenin, hücrelerin nefes alamaz ve daha da kötüsü sorunlu hücreler oluşmaya başlar yine birbirine benzeyen.. sinir sistemin sağlıklı bağlantı kuramadığı için virüslü hücreleri fark edemez ve savaşmaz. İlk önce bağışıklık sistemin zarar görür ve devamında organların. Bu tortular biriktikçe kabuk bağlarsın, vücudunun titreşimleri bozulur ve kaynaktan gelen seni besleyen enerjiye kendini kapatmış olursun.
 
Ruhun tepki veremediği için bir süre sonra bedenin tepki vermeye başlar. Vücudunuzdaki her ağrı sızı bedeninizin size çığlığıdır. Ve bunları dikkate almazsanız bir gün ya nöbetler geçirir ya da kanser olursunuz. Vücudundaki ağrıyan her yer hapsedilmiş bir duyguyu barındırır. Unutmayın evren sürekli dönüşüm ve etki tepki halinde. Eksileri göndermediğiniz sürece artılar gelmeyecektir. Onları cesurca, güvenle ve sevgiyle özgür bırakın. Yoksa 69 yaşındaki sevgili annem gibi bu yaşta bile kabakulak olabilirsiniz. Çocukken geçirmiş olmanıza rağmen. Hangi yaşta hangi düzeyde olursak olalım hepimiz kendimizi ifade etmekte zorlanıyoruz. Çünkü ya kabul etmiyoruz ya da korkup çekiniyoruz. Hepimiz bir şekilde duygularımızı bastırıyoruz ve bastırdıkça daha kronik hale getiriyoruz. Yaradanın bir parçası olarak, oysa insanın kendi özü o kadar güçlü ve özel donanımlı ki. Ve biz bunları unuttuk.
 
Aborjinleri duymayan kalmamıştır. Çok ilkel şartlarda ve kabile şeklinde çölde gizlenerek yaşarlar. Onlar bu güçlerinin özelliklerinin farkındalar ve çok iyi kullanmaktalar. Telepatik şekilde haberleşip, enerjilerini şifada kullanıp, akışa uygun şekilde evrendeki herşeyle bütün ve uyum içindeler. Biz ölümü çok acı yaşıyoruz ama onlar saygıyla karşılayıp vedalaşabiliyorlar. 60 yaşına geldiklerinde eğer artık verebileceği birşey kalmamışsa ölmeye karar veriyor ve tüm kabileyle vedalaşıp sonra onlardan ayrılıp uzaklaşıyor. Sessiz bir yerde oturup zihinsel yolla sistemi kapatır gibi ölümünü gerçekleştiriyor. Hasta olmadan ağrılar çekmeden ve yapabileceği herşeyi yaptığını düşünüp tatmin duygusuyla herkesle vedalaşarak huzurla gidiyor. Bu durumda gittiği yerden dönüşü de muhteşem olacaktır.
 
Herşeyin farkında ve bilincinde.
 
Elbette 60 yaşına geldiğimizde hadi gidiyorum demeyelim amaç ilkel görünmelerine rağmen bizden ne kadar ileride olmaları ve niyetle, düşünceyle, beynin gücüyle neler yapılabildiğini göstermek. İnsan olarak gerçek potansiyelimizin farkında değiliz ve kendimizi kullanma kılavuzumuzu dahi bilmiyoruz..
 
Şimdi karar sizin ya tüm duygularınızı gerçek anlamda yaşayarak kendinizi özgürleştirir gitmeniz gerektiğinde huzurla gidersiniz. Ya da günümüzün vebası olan kanser gibi hastalıklarla ağrılar, pişmanlıklar içinde bitap düşmüş bir şekilde gidersiniz..
 
Gideceğiniz yeri ve dönüşünüzü hiç düşünmek istemiyorum. Ya siz?
 
Ne düşündüğüne, hissettiğine dikkat et. Ve içinde hiçbirşey biriktirme. Herşeyin aslında çok basit ve çözümüyle birlikte var olduğunu unutma. Güçlü olduğunu, ne kadar özle olduğunu ve bu dünyanın oyun alanı olduğunu hatırla. Umut etmekten iyilik düşünmekten asla vageçme. Asla yanlış anlaşılmaktan korkma tekrar anlatırım de.. Asla kendinden vazgeçme ve hayır demeyi öğren. Unutma sen var olduğun için bu alem var.
 
İçinizde sevgi, umut, güzellik, neşe hiç eksik olmasın.
 
Sevgiyle kalın.. 


3482 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Tüm Kainat Seni Koşulsuz Seviyor - 01/03/2016
Hepimizin çevresinde mutlaka vardır. Huysuz, aksi, geçimsiz insanlar. Bazen işyerinde partneriniz, bazen okulda arkadaşınız, bazende apartmanda sokakta komşunuz. Çocuk, genç, yaşlı kaç yaşında olursa olsun anlaşmak zordur. Bırakın iletişim kurmayı
Bilinçaltını Yeniden Programlamak mümkün mü? - 01/02/2016
Bilinçaltını formatlama, yeniden kodlama.. Son zamanlarda çokca duyduğumuz cümleler. Peki bunları yapmak gerçekten mümkün mü? Bilinçaltıyla çalışan bir terapist olarak rahatlıkla mümkün diyebilirim. Elinizde bir bilgisayar olduğunu ve bu bilgisayarın
Bilinçaltı Hayatımızı ve Sağlığımızı Nasıl Etkiler - 01/12/2015
Ne kadar anlatıp dursak da derinliği bitmeyen bir konu bilinçaltı.. Daha önceki sayıda bilinçaltının saniyede 3 milyon birim bilgi depoladığını ve bu bilgilerle de bilincimizi oluşturduğundan bahsetmiştik. Bilincimizde oluşan bu düşünceler ve inanç
Bana Düşüncelerini Söyle, Sana Hayatının Nasıl Olacağını Söyleyeyim - 01/10/2015
Artık herkesin aşina olduğu bir konu bilinçaltı. ama hala birçok konuda eksiğiz ve puzzle'ın parçaları bir türlü yerine oturmuyor. Bilinçaltının anlaşılması zor, kontrol etmek imkansızdır diyoruz. Ve hala yaşamımızdaki sorunların sebebini dışarıda